Değerli Ziyaretçimiz,

Hiçbir çıkar gözetmeden, maddi bir gelir amacı taşımadan açmış olduğumuz bu siteyi yayınevinin rızası olmadığı için kapatmak zorunda kalıyoruz. Eseri hazırlayan hocalardan izin almamıza rağmen yayınevini ikna edemedik.

Amacımız, sadece hadisleri Müslüman kardeşlerimize ulaştırmaktı. Bu konuda beklemediğimiz bir başarı da elde etmiştik. Aylık ortalama 25 bin, yıllık ise 300 bin ziyaretçiyi sitemize çekmeyi başarmıştık. Üzüldüğümüz tek konu, bu kadar insanın internet ortamında hadislerden yoksun kalacak olması.

Diğer bir husus da şu; içerisinde müstehcen görsellerin yer aldığı başta haber siteleri olmak üzere bazı sitelerde hadis metinleri de yer alıyor. Bu siteyi kapattığımız için insanlar hadis okuyacağım derken sağda solda veya diğer alanlarda müstehcen görselleri görmek zorunda kalacak.

Sitemizi başka bir kaynak üzerinden en yakın zamanda tekrar yayına açacağız İnşallah. Selam ve dua ile.

65 NOLU HADİS


Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiÄŸine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ÅŸöyle buyurdu:



Allah Teâlâ kıskanır. Allah’ın kıskanması, haram kıldığı ÅŸeyi kulun iÅŸlemesindendir.



Buhârî, Nikâh 107; Müslim, Tevbe 36. Ayrıca bk. Tirmizî, Radâ 4




AÇIKLAMALAR

Kıskançlık anlamına gelen “gayret” kelimesi, Allah’a nisbet edilince, “kullarına merhamet etmesi ve saadetlerini dilemesi” anlaşılır. Nitekim Müslim’in rivayet ettiÄŸi bir baÅŸka hadiste bu durum ÅŸöylece açıklanmıştır:



“Allah’tan daha kıskanç kimse yoktur. Bundan dolayı kötülüklerin açığını da kapalısını da haram kılmıştır…” (Müslim, Tevbe 33). Nelerden razı olduÄŸunu ve hangi fiil ve sözlerden razı olmadığını önceden bildirmiÅŸ olması O’nun, kullarının saadetlerini dilemesinin, azab çekmelerini istememesinin sonucudur. Herhangi bir haksızlık ya da fenalık görülünce, “gayretullah’a (veya gayret-i ilâhiyeye) dokunur” denilmesi de bu mânadadır.



Kıskançlık, daha çok karı-koca arasında her birinin yekdiÄŸerini baÅŸkalarına kaptırmaktan sakınması, bunun için tedirginlik duyması, tepki göstermesi demektir. Aslında bu duygu ve davranışların temelinde de eÅŸlerin birbirlerine karşı duydukları sevgi vardır.



Birbirlerini koruma isteÄŸi vardır. Ancak eÅŸler bu duygularını, ters bir durumla karşılaÅŸtıklarında ortaya koyarlar. Allah Teâlâ ise, kullarını kötülüklerden korumak için emir ve yasaklarını önceden bildirmiÅŸtir. Âni tepki ÅŸeklindeki bir gayret ve kıskançlık Allah hakkında düÅŸünülemez. Allah Teâlâ koyduÄŸu sınırlara uyulmaması halinde gazab edeceÄŸini de (gayretinin sonucu olarak) yine önceden bildirmiÅŸtir.



KaydedildiÄŸine göre Sa’d İbni Ubâde radıyallahu anh bir gün Resûlullah’ın huzurunda:



- “EÄŸer karımın yanında yabancı bir erkek görecek olsam onu, kılıcımın keskin tarafıyla doÄŸrarım” demiÅŸtir. Bunun üzerine Hz. Peygamber, çevresindekilere:



- “Sa’d’ın bu gayret ve hamiyetine ÅŸaÅŸmayın! Çünkü ben Sa’d’dan daha kıskancım. Allah Teâlâ da benden daha kıskançtır” buyurmuÅŸtur. Bir yasağın çiÄŸnenmesine karşı Hz. Peygamber ve Allah Teâlâ’nın tepkisi, elbette eÅŸlerin birbirlerini kıskanmalarından çok daha ileridir (bk. Buhârî, Nikâh 36). Allah ve Resûlü, mü’minlerin haramlara düÅŸmesini asla arzu etmezler.



Hadîs-i ÅŸerîf 1810 numarada tekrar gelecektir.



HADİSTEN ÖĞRENDİKLERİMİZ

1. Allah Teâlâ koyduÄŸu sınırları, mü’minleri korumak için koymuÅŸtur. Bu sebeple de sınırların çiÄŸnenmesine razı deÄŸildir.



2. Haramları iÅŸlemek, Allah’ın gazabına uÄŸramaya sebeptir.



3. Murâkabe bilincinin canlı tutulması, müslümanı haramları iÅŸlemekten ve sonuçta ceza görmekten alıkor.



Allah Teâlâ kıskanır. Allah’ın kıskanması, haram kÄ